SEO ve Kullanıcı Deneyimi nasıl dengelenir?

Bu bir zaman çatışması, tasarım, geliştirme ve SEO ekipleri arasındaki asırlık savaş. Google’ın E-A-T yönergelerine Deneyim’in ‘E’sini eklemesiyle şimdi daha da fazla. Şimdilik, geliştiricileri matris benzeri faaliyetleriyle baş başa bırakıp tasarım ve SEO’ya odaklanacağız. İyi bir web tasarımı ile SEO’ya uygun sayfa oluşturma arasında ince bir çizgide yürümek gerekir. Sorun şu ki, bu güzel öğeler genellikle size yüksek kaliteli, taranabilir sayfa içi içerik sağlamayacaktır… Tamam, bu kadar kurulum yeter, nelere dikkat etmeniz gerektiğine, nelerden kaçınmanız gerektiğine ve karşılaşacağınız bazı sorunları nasıl çözeceğinize gelelim!

İçerik eksiklikleri nasıl keşfedilir?

Web sitenizin hala çok uçuk görünmesine rağmen sıralamada yer aldığından emin olmak için sayfanızda ne kadar JavaScript ağırlıklı öğe olduğunu takip etmeniz gerekir. Tam buradan başlayalım ve buna ‘büyük bir sorununuz olup olmadığını keşfetme’ adımı diyelim. JS’nin sıralamanızı düşürüp düşürmeyeceğini öğrenmenin en kolay yolu bu eklentiyi yüklemektir (yalnızca Chrome, Safari kullanıcıları için üzgünüm!). Bu özel geçişi kullanarak, bir sayfadaki tüm JavaScript’leri kapatabilirsiniz. Bunu kapatarak, Google tarayıcısının sayfanızı yüklerken ne gördüğünü göreceksiniz. En iyi senaryoya göre, geliştiricileriniz üretim sırasında dikkat etmiş ve tüm öğeleri JS’ye bağımlı hale getirmemiştir. En kötü ihtimalle… diyelim ki bu geçiş, bazı dağınık görüntülerle tamamen boş bir sayfayla sonuçlanan ilk sefer olmayacak.

JavaScript: gösterişe karşı temel işlevsellik

JavaScript’in UX tasarımı açısından bize çok şey kazandırdığı bir sır değil. Dinamik içerik seçenekleri neredeyse sınırsızdır ve web sayfalarınıza kaçırmış olabileceğiniz ‘vay canına faktörünü’ kazandırma eğilimindedir. Ancak, dinamik unsurların etrafta salınmasının tüm gösterişi, taranabilirlik ve elde edilebilirlik açısından bazı ağır uyarılarla birlikte gelir.

Kolay bir örnek vermek gerekirse, sadece site hızına bakmanız yeterlidir. Karmaşık animasyonlar ve açılır pencereler sayfanızı kalabalıklaştırırken, yükleme hızı açısından bedelini ödeyeceksiniz. Google tarayıcısının web siteniz için yalnızca çok özel bir bütçesi olduğundan, bu durum siteniz için ciddi sorunlara yol açabilir. Basitçe söylemek gerekirse: JS web sitenizi eski bir dizel motor gibi çalıştırıyorsa, iyi bir sıralama elde etmeye çalışırken bazı ciddi zorluklar yaşayacaksınız.

Oluşturma sorunları ve taranabilirlik sorunları

Taramadan sonra, Google web sitelerini iki dalga halinde dizine ekler, ilk dalga ikinci dalgadan haftalar hatta bir ay önce geçer. Bu ikisi arasındaki fark nedir? Oluşturulması gereken ve gerekmeyen sayfalar. Ve tahmin ettiniz: JavaScript, sayfanızdaki işlenen kaynak miktarını büyük ölçüde artırır. Bu da sitenizin ikinci partiye atılacağı ve HTML sayfalarından haftalar sonra işleme alınacağı anlamına geliyor. HTML’niz ve JS’niz arasında tutarsızlıklar olması, sayfanızın hiç dizine eklenmemesine bile neden olabilir.

Şimdi, elbette, bu sorunlardan bazılarını yaşayıp yaşamayacağınızı test etmenin bir yolunu istersiniz, değil mi? Endişelenme, her şeyi hallettim. Örneğin, en sevdiğim araçlardan birinin içine gizlenmiş olan Google’ın kendi URL Denetleme Aracı‘nı ele alalım: Google Search Console.

Bu aracı kullanarak tarama sorunlarını gerçek zamanlı olarak tespit edebilir, hatta Google’ın sayfanızı taramaya çalışırken karşılaştığı uyarılar ve hatalar gibi JavaScript konsol mesajlarını düzgün bir şekilde görüntüleyebilirsiniz.

Her zaman öğrenecek daha çok şey

Sayfalarınızda JavaScript kullanımını daha iyi anlamak için daha birçok araç ve püf noktası vardır. Ama önce başlayalım, olur mu? SEO ve JavaScript konularıyla ilgili başka sorularınız mı var? Çekinmeyin
Bana bir e-posta at.
veya bir
Tweet
!

Corporate Marketing Manager | Seeders Group

Niels Krikke is the Corporate Marketing Manager for Seeders Group, managing all marketing and communication efforts for all Seeders offices across the globe. Niels’s specializations include branding, copywriting & SEO.